Trombosit | Dora Hospital | Gülümseyin Buradasınız...
"Gülümseyin, buradasınız!"

Trombosit kemik iliği hücrelerinin kanımıza karışırken parçalanmasıyla oluşan yapılardır. Vücudumuzda bulunan kanın kan plazması denen bölümü %60 oranındadır. Kan plazması kısmı proteinler, vitamin ve tuzlardan meydana gelir ve beyaz renklidir. %40 oranında olan kalan kısım ise kırmızı renkli kan hücreleri, beyaz renkli kan hücreleri ile trombositler dediğimiz kemik iliği hücreleridir.

Trombosit Nedir?

Kırmızı kan hücreleri %99 oranında yer kaplarken beyaz kan hücreleri ile trombositler %1 oranına denk gelir. Kan pulcukları da denilen trombositler kanımızda bulunan hücrelerin en küçüğüdür. Çekirdekleri yoktur ve mikroskopla bakıldıklarında plaka şeklinde görülürler.

Kanımızda bulunan trombositlerin miktarı önemlidir. Eğer normalden fazla sayıda oluşum varsa kan pıhtılaşması dediğimiz olay meydana gelir. Trombosit oranı karaciğerimiz tarafından kontrol altında tutulur. Trombositler sürekli olarak oluşup parçalanma döngüsüne sahiptir.

Oluşan trombositler dalak aracılığı ile parçalanarak yok edilir. Parçalanmadan önceki var olma süreleri en fazla 10 gündür. Kanımızda gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar trombositler aracılığı ile düzenlenir. Bir kaza sonucunda yaralanırsak kanımız akmaya başlar ve trombositler bizi korumak için kanımızın pıhtılaşmasını sağlar.

Kaza sonucu hasar gören damarın üzerinde birbirine bağlanmış şekilde müdahale eden trombositler kanamayı öncelikle kontrol altına alırlar ve daha sonra da kanamayı durdururlar. Kan pıhtılaşmasını sağlayarak yaranın iyileşme süreci için uygun koşullar oluşmasına yardım ederler. Trombositlerin miktarının normalden az ya da çok olması birtakım problemler açığa çıkarır.

Trombosit Nedenleri

Sağlıklı bir insanda bulunması gereken trombosit miktarı 150.000 ile 450.000 hücre/ml rakamları arasındadır. Eğer vücudumuzda bulunan kan pulcukları 150.000 altına düşerse trombosit düşüklüğü oluşur. 450.000 rakamının üzerine çıkarsa yüksek trombosit meydana gelir.

Trombositopeni yani trombosit düşüklüğünün sebepleri insanın kemik iliğinde meydana gelen hasarlar sebebiyle olabilir. Kemik iliklerinde üretim oranının baskıyla birlikte azalması nedenlerden biridir. Trombositlerin üretimi hormonlar aracılığı ile olur. Düzenleyici hormonların miktarı azalırsa trombosit sayılarında da düşüş yaşanır.

Belirli hastalıklar sebebiyle dalağın trombositleri yok etme hızı yükselebilir. Kanımızda bulunan kan sıvı miktarı normalden daha yüksek olursa trombositlerin sayısı da normalden az olabilir. Trombosit yüksekliği ise trombositoz olarak adlandırılır.

İnsanın fizyolojik özelliklerine bağlı olarak yüksek miktarda trombosit üretmesi sık rastlanılan bir durumdur. Demir eksikliği yükselişte büyük rol oynar. Bir sebepten dalağı alınmak zorunda kalınan bireyler için trombosit parçalama işlemi yavaşlar ve bu da artışa sebep olur.

Sindirim sisteminde oluşan rahatsızlıklar örneğin bağırsak iltihabı gibi sayının yükselmesine neden olabilir. Aynı zamanda romatizma iltihabı yaşayan kişiler de sayıda artış gözlemlenir. Kemik iliklerinin işlevini olumsuz anlamda etkileyen kanser türü de vücuttaki trombosit sayısının artmasına neden olur.

Kan hücrelerini düzenleyici görevi gören hormonların sayısı arttığında trombosit miktarında da artış olabilir. Kanda bulunan sıvı oranı artarsa trombosit artış gösterir.

Trombosit Belirtileri

Trombosit düşüklüğü oluştuğunda değerlerde hangi şiddette azalma olduğu da önemlidir. Belirtiler azalmanın oranına göre kendisini gösterir. Çok fazla düşük oran olduğunda görülen semptomlar da şiddetli olur. Eğer taban trombosit sayısı 50.000 ve altına düşerse şiddetli belirtiler ortaya çıkar.

Fiziksel anlamda görünür olan belirtilerden ilki kişinin kol, bacak bölgelerinde kırmızı, kahverengi veya mor renkli morlukların oluşmasıdır. Bu morluklar gözle görülebilir olurlar. Burun kanaması belirli aralıklarla tekrarlanma ile ortaya çıkar.

Kadınlarda regl dönemi uzun sürer ve normalden daha yoğun kan akması yaşanır. Diş etlerinde kanama meydana gelir. Yaralanma durumlarında kanın akmasının durmaması ve yoğun olarak akması meydana gelir. Kan kusma ya da tuvalet yaparken kan gelmesi de önemli belirtilerdendir. Trombosit yükselmesi ise düşme durumlarına göre daha az şiddetli belirtiler meydana getirir.

Kişi bir sebepten kan testi yaptırırsa tesadüf olarak trombosit değerlerinin yüksek olduğu görülebilir çünkü çoğunlukla semptom oluşmaz. Yükseliş miktarı normalin çok fazla üzerinde olursa bazı belirtiler kendisini göstermeye başlar. Başta oluşan ağrı ve dönme başlıca belirtilerdir.

Göğüs bölgesinde oluşan ağrılar, görüş kaybı ve görmekte zorlanma, kendini yorgun ve bitkin hissetme gibi belirtiler meydana gelebilir. Kişide trombosit artışı varsa fiziksel olarak el ve ayak bölgelerinde şişlikler gözlemlenebilir. Vücudunda kaşıntı meydana gelir. Dalak bölgesinde şişme yaşanır. Kişi normalden daha kolay kanar ve morarır.

Trombosit Tanı Yöntemleri

Kişide bulunan trombosit sayısının düşüklüğü ya da yüksekliğinin tespit edilmesi için özel olarak uygulanan bir test vardır. Kan tahlili sırasında gerçekleştirilen bu test ile hastanın vücudunda bulunan trombositlerin oranı ölçülür.

Test hastaya aç karna uygulanır. Test sırasında kırmızı kan hücrelerinin ayrılması sağlanır ve geriye kalan kısımdaki trombosit sayılarının miktarı hesaplanır. 150.000 ile 450.000 aralığında olması gereken trombosit oranı için yükseklik ya da düşüklük durumları varsa tespit edilir.

Kemik iliğinde bulunan hastalıklar varsa bu test ile ortaya çıkar. Fakat hastalık yalnızca kemik iliğinden kaynaklı bir problemden olmayabilir. Kişinin başka bir hastalık sebebiyle kullandığı ilaç varsa bunlar da incelenmelidir. Trombosit düşüklüğü ya da yüksekliği dalak kaynaklı bir sorundan dolayı da olabileceği için uzman doktor bununla ilgili tetkikler ister. Enfeksiyon oluşumu olup olmadığı kontrol edilir.

Kişide önceden bulunan kronik bir rahatsızlık sebebiyle trombosit problemi oluştuysa bu hastalığın tedavi süreçleri incelenir ve buraya yoğunlaşır. Dalak kaynaklı hastalık kişinin hayatı boyunca üzerinde etkili olabilir. Kişi sigara kullanıyorsa bırakmalıdır. Uzman doktorun tavsiyesi ile egzersiz programı oluşturarak sağlığına dikkat etmelidir.

Özel diyet programı ile beslenmesine de dikkat etmelidir. Trombosit test uygulaması kan alınması ile gerçekleştirilir. Trombosit yapı itibariyle kişiden kişiye bağışlanabilen bir yapı olduğu için uzman doktor lazım görürse dışarıdan da müdahale edebilir.

Trombosit Tedavi Yöntemleri

Trombosit azalması ya da yükselmesi teşhisi her ne kadar kolay olsa da tedavi süreci için öncelikle neden kaynaklandığının teşhis edilmesi gerekir. Hastalığı meydana getiren sebep tedavi edilmeden artış ya da azalış durdurulamaz.

Kişide oluşan hastalığın sebebi ve ne derece artış ya da azalış gösterdiğine bağlı olarak tedavi yöntemi uzman doktor tarafından belirlenir. Trombosit miktarı şiddetli semptomlar gösterilecek şekilde düştüyse uzman doktor birtakım ilaçlar kullanmanızı isteyebilir. Bunun dışında yaralanma olursa kanamayı durdurmak zor olacağı için tehlikeli durumlar için dikkatli olmasını tavsiye eder. Spor yapmayı bırakması gibi önlemler alınabilir.

Diş fırçalarken kanama olmaması için yumuşak fırça uçlu modelleri tercih edebilirler. Yüksek trombosit için yine hastalığa sebep olan durumun teşhisi önemlidir. Şiddeti az olan semptomlar için doktor yalnızca takip etmeyi tercih edebilir. Yükselişte çok yüksek bir oran varsa uzman doktorun tavsiye ettiği ilaçlar kullanılır.

İlaç tedavisi haricinde eğer doktor gerekli görürse dışarıdan müdahale ile fazla olan trombosit miktarının alınma işlemi gerçekleştirilebilir. Hem yükselme hem de düşüş olduğunda öncelikle hastalığın neden kaynaklığını tespit etmek oldukça önemlidir. Uzman doktor bu saptamaya dayanarak bir tedavi yöntemine baş vurur.

Düşük trombosite neden olabilecek bazı gıdalar da vardır. Sarımsak, karanfil, kimyon gibi gıdalar düşük trambosit hastası olan insanlar için tüketilmemesi gereken ürünlerden bazılarıdır.

Vaskülit, Grip Aşısı, Gıda Zehirlenmesi, Ferritin, E Vitamini

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.