Prostat Kanseri | Dora Hospital | Gülümseyin Buradasınız...
"Gülümseyin, buradasınız!"

Prostat kanseri; erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Kansere bağlı ölümlerde ise prostat kanseri ikinci sırada yer alması ile tehlikeli bir kanser çeşididir. Prostat, erkek vücudunda bulunan, yaklaşık olarak bir ceviz büyüklüğünde, mesanenin altında yerleşik halde duran, üreme faaliyetleri için çeşitli salgılar üreten bir çeşit salgı organıdır.

Prostat kanseri prostat dokusunu oluşturan bazı hücrelerin anormal bir şekilde hücre yapılarının değişime uğrayarak tümör yapıları oluşturması sonucu meydana gelir. Vücudu oluşturan hücrelerde, doğadaki yaşantımız gibi doğma, büyüme, olgunlaşma ve ölüm evreleri yaşarlar. Fakat bu hücreler vücudun ihtiyacı olmadığı halde çoğalmaya ve büyümeye devam ederse tümör olarak isimlendirilen yapılar oluşur.

Bazı büyümeler iyi huylu olduğu için vücudun başka bölgelerine ve organlarına yayılmadan büyürler. Bunlar iyi huylu olan tümör çeşididir. Kanser olarak isimlendirilen yapılar ise hastalıklı olup aşırı çoğalma özelliklerinin yanda komşu dokulara yayılma özelliği gösteren kötü karakterde olan oluşumlardır. Kanser adları geliştikleri dokunun adıyla anılırlar. Eğer kanserleşme hücreleri prostat bezinde meydana gelirse prostat kanseri adını alır.

Prostat Kanseri Belirtileri

Prostat kanseri erken dönemde belirgin bir şekilde şikâyetlere neden olmaz. Fakat hastalığın ilerlemesi ve prostat bezinin büyümesi ile birlikte kişide çeşitli belirtilere yol açar. İlerlemiş döneminde ise çevre organ ve dokulara yayılmış hastalığın tutunduğu organa göre belirtiler ortaya çıkabilir. Kanser hastalıklarında genelinde karşılaşılan kilo kaybı ve genel halsizlik hali ilerleyen dönem bulguları arasındadır. Hastalığın ilk aşamalarında prostat bezinin büyümesi ile birlikte cinsel ilişki esnasında kişide ağrılı boşalma şeklinde yaşanabilir.

Bu durum dışında diğer prostat kanseri belirtileri aşağıda belirtildiği gibidir;

  • İdrar yapmak amacıyla sık sık gece uykudan uyanma
  • İdrar yapma esnasında yanmalar veya ağrı hissetme
  • İdrar yapmaya başlarken gecikme yaşanması
  • İdrar yapmanın bitiminde damla damla idrar akımının devam etmesi durumu
  • Hiç idrar yapamamak durumu
  • Kesik kesik idrar yapmak, idrar basıncı azalması
  • İdrarda kan görülmesi durumu
  • İdrar veya menide birden kan görülmesi durumu

Yukarıda yazılı olan belirtiler sadece prostat kanseri durumuna özgü belirtiler değildir. Diğer kanser çeşitlerinde de gözlenebilir. Bununla birlikte daha basit çeşitli sağlık sorunları varlığında da kişide meydana gelebilir. Belirtilere sahip bireylerin sorunun nedeninin tespiti amacıyla bir üroloji uzmanına muayene olmaları eğer durum kanser ise erken tanı imkânı sunacaktır.

Prostat Kanseri Tanı Yöntemleri

Prostat kanseri; artan yaş ve genetik yatkınlık prostat kanserinde ortaya çıkan risk faktörleri arasındadır. Bu risk faktörleri göz önünde tutularak hastalara erken tanı amaçlı testler uygulanmaktadır. Ailesinde prostat kanseri hiç olmayan erkeklerde prostat kanseri taraması 50 yaş ve sonrasında tavsiye edilirken, ailesinde prostat kanseri var olan kişilerin daha erken yaşlarda prostat kanseri için tarama yaptırmaları önemle tavsiye edilmektedir.

Tarama amaçlı olarak kullanılan yöntemler arasında parmakla rektal muayene (prostata yönelik) ve kan testi ile PSA ölçümü yer almaktadır.

PSA Testi

Prostat kanseri tedavisinde çok önemli bir test olan ve kan örneğiyle bakılan PSA (prostat spesifik antijen) testi ile prostat kanseri erken teşhis edilebilir. Prostat kanserinin erken teşhis edilmesi tedavi edilebilir imkânlarını artırdığı için çok önemli bir testtir.

PSA testi, kanser dışında;

  • Bengin prostat hiperplazisi
  • BPH (prostat büyümesi),
  • Prostatit (prostat iltihabı),
  • Cinsel ilişki,
  • Biyopsi,
  • Rektal prostat muayenesi,
  • İdrar yolu enfeksiyonu,

İdrar yolu girişimleri (sonda takmak) ve ameliyatları gibi sonrasında da yüksek çıkabilir. Bundan dolayı PSA’nın yüksekliği kanser olduğu anlamına gelmeyebilir. Fakat düşük olması da kanser olmadığı anlamına gelmemektedir. Bundan dolayı PSA testi tek başına yetersiz kalabilir. Bu yüzden prostat kanserinin taraması ve teşhisinde PSA testi, prostat muayenesi ile desteklenebilirse daha kesin tanı koyulabilir. Bu tetkikler sonucu prostat kanserinden şüphelenilen hastalara prostat kanserinin kesin olarak teşhisi için bazı ilave tetkikler yapılması gerekmektedir.

Bu tetkikler arasında görüntülü olan Multiparametrik MR olarak geçen yöntem uygulanmaktadır. Prostat kanseri şüphesi olan hastalarda tanıyı destekleyebilecek bir görüntüleme yöntemi olarak bilinir. Bilindiği üzere kanserli olan hücre ve dokular hücre yoğunluğundaki artış ve kanlanma gibi farklı olan özellikleriyle sağlıklı olan dokulardan farklı ve hastalıklı bir görüntüye sahiptir. Multiparametrik MR ile bu hastalıklı hücrelerin görüntülenmeleri mümkün hale gelmiştir. Multiparametrik MR ile oluşan tümörün prostat kapsülünü aşıp aşmadığı gözlenebilirken olası lenf noda sıçramaları da kolayca tespit edilebilir. Ayrıca bu MR görüntüleri hastaya prostat biyopsisi yapılırken oldukça yardımcı olacaktır.

Diğer tanı yöntemi ise Prostat biyopsisidir. Prostat biyopsisinde prostatın farklı bölgelerinden örnekler alınarak yapılır. Yapılan biyopside, sınırlı uyuşturma altında rektuma yerleştirilen özel bir cihaz yardımıyla prostattan rastgele parçalar alınarak yapılan bir yöntemdir Alınan parçalar daha sonra, patolojik incelemelerde bu dokular içinde kanserli hücre olup olmadığına bakılarak incelenir.

Prostat kanseri tanısında MR ultrason füzyon biyopsi yönteminde ise hastanın daha önce çekilen multiparametrik MR görüntüleri, prostat biyopsisi yapılan ultrason cihazına aktarılarak tümörün tam yeri belirlenebilen tam teknolojik bir yöntemdir. Füzyon biyopsi uygulaması iki şekilde yapılabilir. Bunlardan birisi perineal bölgede ciltten girilerek yapılan transperineal yöntemidir. Bu yöntem genel veya lokal anestezi ile yapılabilir.

Diğer yöntem ise rektumdan girilerek yapılan transrektal yöntemdir. Bu yöntem de aynı şekilde lokal anestezi ile yapılabilmektedir.

Prostat Kanseri Tedavi Yöntemleri

Prostat kanseri tedavisi; ameliyat, radyoterapi, hormonoterapi şeklinde düzenlenerek hastalığın evresine göre yapılmaktadır. Uzmanlar hastanın içinde bulunduğu şartlar ve genel durumu göz önüne alınarak tedavi şeklini belirleyerek tedaviye başlarlar. Günümüzde prostat kanseri tarama testlerinin kullanımının artmasıyla prostat kanseri olabilecek en erken evrede dahi tespit edilmektedir. Çevreye yayılmamış erken evredeki (lokal) prostat kanserinde en sık kullanılan ve en iyi tedavi yöntemi cerrahi tedavidir. Bazı gerekli durumlarda ise hormon terapisi veya radyoterapi ile birlikte tedavi yapılmaktadır.

Prostat kanseri tedavisinde kullanılan aktif izlemde amaç yavaş ilerleyen ve düşük riskli olduğu tespit edilmiş hastaların gerektiğinde tedavi şansını kaybetmeyecek şekilde yakından takip edilmesi yöntemidir.

Prostat kanserinde Cerrahi Müdahale

Hücrelerde yayılma göstermeyen prostat kanseri tedavisinde, cerrahi olarak prostatın çıkarılması yöntemine cerrahi müdahale yöntemi denir. Bu cerrahiye aynı zamanda radikal prostatektomi ameliyatı olarak ta geçmektedir. Radikal prostatektomi operasyonu geçiren düşük dereceli tümöre sahip hastaların 10 yıllık hastalığa özgü sağ kalım oranları %90’ın üzerindedir. Bu yüzden cerrahi müdahale yöntemi bu tür hafif dereceli prostat kanserlerinde yüksek tedavi imkânı sunar. Ameliyat esnasında prostat çıkarılırken idrar tutmaya yarayan yapılara zarar verilmeden ve sinirler korunarak operasyon yapılır.

Robotik Cerrahi Yöntemi

Prostat kanseri tedavisinde kullanılan robotik cerrahi yönteminden daha pratik ve kesi işlemi yapılmadan yapılan robotik cerrahi yöntemi günümüz teknolojisine uygun yöntemler arasındadır. Robotik cerrahi, Da Vinci adı verilen bir robotun hasta üzerine uygun şekilde yerleştirilerek bu robotun kollarının, konsol cerrahı tarafından, konsol adı verilen kontrol ünitesinden yönlendirilmesi ile gerçekleştirilen bir ameliyat şeklidir. Genel prensipleri laparoskopik cerrahiye benzemektedir.

İdrar Yolu Enfeksiyonu, İdrar Kaçırma ve Mesane Sağlığı, Hpv Aşısı, Frengi, Hematüri

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Previous PostNext Post