İşitme Kaybı Nedenleri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri | Dora Hospital | Gülümseyin Buradasınız...
"Gülümseyin, buradasınız!"

İşitme Kaybı Nedenleri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

İşitme Kaybı

İşitme kaybı günümüzde teknolojik gelişmelerin artması ve doğru kullanılmaması ile birlikte artış gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra kişilerin geçirmiş oldukları hastalıklara özen göstermemesi ve sonucunda geçici veya kalıcı işitme kayıplarına maruz kalması mümkün olmaktadır. 

İşitme Kaybı Genel Tanıtım

İşitme kaybı ortaya çıkması ile birlikte kişilerin işitme hassasiyetlerinde büyük bir oranda azalma gözlemlenmektedir. Bununla birlikte de etrafta ki sesleri duymama veya algılamakta zorluk çekme, kulak çınlaması veya kulak içerisinde vızıltıya benzer seslerin ortaya çıkması işitme kaybının ortaya çıkmasına başlayan işaretlerden olmaktadır. 

İşitme kayıpları doğumdan önce veya doğumdan sonraki her yaş grubunda ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda ve hastalara göre ise genellikle işitme kaybı yaşayan erkekler, kadınlara oranda daha fazla bu durumdan etkilenmektedir. 65 ila 74 yaş grupları arasında erkeklerin %10’luk bir kısmında farklı derecelerde olan işitme kayıplarının olduğu tahmin edilmektedir. 

İşitme hassasiyeti genellikle kişilerin işitme sorunlarında büyük bir problem olduğu göstergesi olarak düşünülmektedir. Ancak bu yanlış bir düşünce olmaktadır. İşitme de hassaslaşma olması işitme hassasiyetinde azalma yani belli oranlarda geri dönüşü rahatlıkla yapılabilecek durumları ortaya koymaktadır. 

İşitme kaybının araştırılması durumunda genellikle 3 farklı alanda çalışmalar yapılmaktadır. Bunlar ise işitme kaybının hangi tipte olduğu, hangi derece de olduğu ve işitme kaybının konfigürasyonu yani hangi frekanslara zarar veren bir yapısının olduğu olmaktadır. 

İşitme Kaybının Nedenleri

İşitme kaybı kişide doğumda var olan veya sonradan oluşan diğer olaylar ile kazanılan olmak üzere iki farklı kategoriye ayrılmaktadır. Doğumda var olan işitme kayıplarının kendi içerisinde genetik olan ve genetik olmayan olacak şekilde de iki farklı gruba ayırmak mümkün olmaktadır. 

Genetik olmayan işitme kayıpları genellikle bebeğin doğumu esnasında gerçekleşmektedir. Bu da prematüre doğum, doğum sonrası ağırlığın düşük olması, anne karnında gelişim esnasında geçirilmiş olan enfeksiyon türleri gibi birçok nedene bağlı olarak gelişmektedir. Genetik kökene bağlı olarak gelişen işitme kayıpları ise down sendromlu olma, usher sendromu gibi anne ve babadan bebeğe geçen hastalıklar olarak ortaya çıkmaktadır. 

Sonradan kazanılan İşitme kaybı genellikle kişilerin kulak enfeksiyonu geçirmesi, gürültü maruziyet değerlerini aşması, yaşlanması gibi nedenlere bağlı olarak gelişmektedir. Bunlar haricinde de işitme kaybının ortaya çıkması için birçok farklı hastalık ve neden olduğu da unutulmaması gerekmektedir. 

İşitme kaybıyla ilgili herhangi bir şikayeti olan kişilerin mutlaka kulak, burun, boğaz doktoruna giderek gerekli testleri yaptırması gerekmektedir. Bunun yanı sıra odyoloji testleri yaptırarak da sorunun ana kaynağı rahatlıkla bulunabilmektedir. 

İşitme kaybının nedeni öğrenildikten sonra bireye yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Bu tedaviler arasında ise ilaç, cerrahi operasyon ve rehabilitatif yöntemler kullanılmaktadır. Hangisinin kişilerde bulunan işitme kayıplarına yardımcı olacağı ise değerlendirmeler ve testler sonucunda karar verilmektedir. 

65 yaş üzeri olan her iki bireyden birinde işitme kayıplarının ortaya çıkması oldukça normal olmaktadır. Bunun haricinde ise bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde de bu oran oldukça sık karşılaşılan bir durum haline gelmektedir. 

İşitme Kaybı Belirtileri

İşitme kaybı şüphesi günümüzde birçok kişide şüphe uyandıran bir durum olmaktadır. Belirtilerin bir veya birden fazla olması durumunda ise mutlaka doktora gidilerek gerekli olan testlerin yapılması gerekmektedir. İşitme kaybının ortaya çıkarken vücutta göstermiş olduğu belirtiler ise şunlardan oluşmaktadır;

  • Etrafta oluşan seslerin algılanmasına ve buna yönelik tepki vermekte güçlük yaşama,
  • Karşıdaki kişinin seslerini ayırt etmekte güçlük çekme ve daha yüksek konuşmasını isteme,
  • İşitsel cihaz kullanan kişilerin cihazların duyma dereceleri yükseltme isteği,
  • Kalabalık ve gürültülü alanlarda vakit geçirme isteğinde azalmalar,
  • İnsanlar ile iletişime geçmekten kaçınma,
  • Kulak içerisinde çınlama veya vızıltı gibi seslerin rahatsız edici düzeyde olması. 

İşitme kayıplarının ortaya çıktığı doğum sürecinde doğru tedavi edilmemesi veya müdahale edilmemesi durumunda hem çocukluk hem de yetişkinlik dönemlerinde kişinin dil ve konuşma becerileri oldukça olumsuz bir yönde gelişmektedir. Hatta işitme kaybının derecesine göre hiç gelişme göstermeyebilmektedir. 

Dil ve konuşma problemlerine bağlı olarak bireyler çevreden duyduğu seslere göre gelişim göstermesinden dolayı öğrenme problemleri veya öğrenmede gecikme gibi sorun yaşamaktadır. Bu da akademik olarak başarının oldukça düşmesine yol açmaktadır. 

Kişilerin iletişim sorunu yaşaması ile birlikte diğer insanlardan kendilerini soyutlamakta ve iletişime geçmemek için kaçmaktadır. Bu da kişilerin hem zayıf kişilikleri olmalarına hem de psikolojik olarak da depresyon gibi durumlara yöneltmektedir. 

Yetişkin bireylerde İşitme kaybı yaşanması ile birlikte genellikle sinirlilik ve problemi ifade edememe gibi sorunlar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu da kişinin kendi kabuğuna çekilerek hayatını daha da sessiz bir şekilde geçirmesine neden olmaktadır. 

İşitme Kaybı Tanı Yöntemleri

İşitme kaybı günümüzde en sık hali genellikle enfeksiyona bağlı olarak gelişmektedir. Enfeksiyondan şüphelenilmesi durumunda sübjektif ve objektif olacak şekilde iki farklı işitme testine sokularak sonuçlara bakılmaktadır. Bu test sonucunda ise kişinin iç kulağında bulunan sinirlerinde herhangi bir hasar olup olmadığına, işitme kaybının olup olmadığına ve ne derecede bu sorunun bulunduğuna dair detaylı bilgiler alınmaktadır. 

Tanının koyulması ile birlikte kişinin durumuna göre ilaçlı tedaviler uygulanabilmektedir. İlaç ile tedavi edilemeyecek durumda olan hastalara cerrahi müdahaleler veya işitme cihazları ile duyma yetisini yeniden sağlamasına yardımcı olunabilmektedir. 

İşitme Kaybı Tedavi Yöntemleri

İşitme kaybı günümüzde hastanın kayıp derecesine ve durumuna göre değişmektedir. Enfeksiyona bağlı durumlarda genellikle ilaçlar ile bu durum kontrol altına alınabilmektedir. Ancak bazı durumlarda da cerrahi operasyon gerçekleştirilmesi gerekmektedir. 

Cerrahi operasyonların yanı sıra işitme kayıplarının ortaya çıkması ile birlikte rehabilitatif yaklaşımlar ile de tedavi etmek mümkün olmaktadır. Bu yöntemler ise 4 farklı şekilde uygulanmaktadır. 

İşitme Cihazının Uygulanması

İşitme cihazları genellikle işitme kaybının yaşadığı hastalarda sıklıkla kullanılan bir tedavi olmaktadır. Bunun için ise hastaya en uygun cihazın seçimi, doğru ses düzeyinde ayarlanması, doğru bir şekilde uygulanması ve kişinin doğru bir şekilde kullanması için gerekli olan bilgileri detaylı bir şekilde verilmesi gerekmektedir. Bunun için ise alanında uzman bir odyolog ile görüşme yapılmalıdır. 

Koklear İmplant Uygulaması

Bu uygulamanın diğer adı biyonik kulak olmaktadır. Bu tedavi genellikle işitme cihazlarından istenen sonuçların alınmaması durumunda tercih edilmektedir. Bu uygulamanın nasıl olduğu ve nasıl kullanılması hakkında ise doktorlar ile görüşülmesi gerekmektedir. Çünkü her çocuk ve yetişkin bu tedaviye aynı derecede yanıt almamaktadır. 

Kemik Yolu Ve Orta Kulak İmplantı

Bu tedavi yöntemi kişilerde oluşan İşitme kaybı derecesine ve şekline göre karar verilmektedir. Diğer yöntemlere göre daha farklı bir şekli ve yapısı bulunmasından dolayı KBB uzmanı ve Odyolog tarafından bireye en uygun şeklinin yapılması gerekmektedir. 

İşitsel Rehabilitasyon

Bu tedavi genellikle bebek ve çocukluk dönemlerinde ortaya çıkan İşitme kaybı durumlarında kullanılmaktadır. Bunun sebebi ise bu yaş grubundaki bireylerin seslere karşı duyarlılıklarına göre dil, konuşma ve öğrenme yetisinde gelişmeler olmasından kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı da sadece işitme cihazları yeterli seviye de gelişme kaydetmelerine yeterli olmamaktadır. Yapılacak olan bu tedavi yöntemi ile birlikte bebek ve çocuklarda işitsel kapasite en verimli şekilde kullanılması sağlanmaktadır. 

farenjit, Orta Kulak İltihabi, Kulak Çınlaması, Çocuklarda Sinüzit, Uyku Apnesi

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Previous PostNext Post