Glutatyon | Dora Hospital | Gülümseyin Buradasınız...
"Gülümseyin, buradasınız!"

Glutatyon

Glutatyon’un ne olduğunu, ne işe yaradığını, vücut sağlığı için önemini anlatmak için vücutta hücre hasarına neden olarak pek çok hastalığa kapı açan maddelerden bahsetmek gerekir. Halk arasında bazen kanserojen madde bazen toksin denilen maddeler ile anlatılmak istenen çoğunlukla serbest radikallerdir. Serbest radikaller hem vücuttaki kimyasal süreçlerin doğal yan ürünüdür hem de beslenme ve hava kirliliği gibi çevresel faktörlerle oluşurlar. Vücutta belli bir oranda bulunması vücut direnci sağlar. Antioksidanların düşük hızda çalışmasını sağlar. Ancak serbest radikaller ile antioksidan seviyesi arasında bir dengesizlik olduğunda hücrede oksidatif stres ve dolayısıyla hücre hasarı başlar. Antioksidanlar bu hasarı önleyen moleküllerdir. Antioksidan ve serbest radikal miktarının dengeli olması vücut sağlığı için kritik önemdedir.

Glutatyon Nedir?

Glutatyon, karaciğer ve sinir hücrelerinde doğal olarak üretilen ve hücre içinde yer alan tek antioksidandır. “Ana antioksidan” “ana molekül” olarak adlandırılmasının nedeni de budur. Üç amino asidin bileşimidir; sistein, glutamik asit ve glisin. Serbest radikaller, ağır metaller gibi toksinlerin saf dışı edilerek vücuttan uzaklaştırılmasında önemli bir rol oynar. 

Serbest radikalleri karaciğere taşır, burada yenilenir ve tekrar aktif hale gelir. Bu şekilde toksinleri temizlemek için çalışan glutatyon için doğal detoks demek yanlış olmayacaktır. Normal şartlarda vücuttaki glutatyonun yüzde 10’u inaktif yüzde 90’ı aktif formdadır. GSH da denilen aktif glutatyon seviyesinin yüzde 90’ın altına düşmesi durumunda vücut serbest radikalleri uzaklaştıramaz hale gelir. Yüzde 70’in altına düştüğünde ise toksin birikimi artar ve bağışıklık sistemi zayıflamaya başlar. Toksin birikimi arttıkça GSH miktarı azalmaya devam eder.

Glutatyon üretimi normalde yaşla birlikte azalır. Ancak üretimdeki bu düşüş, yüksek stresli yaşam, kötü beslenme alışkanlıkları, niteliksiz gıda, sigara, alkol ve çevresel kirleticiler gibi aşırı toksinler ve yetersiz uyku ile daha da artar.  

Birçok kronik sağlık sorunu vücutta yüksek serbest radikal ve düşük glutatyon seviyeleri ile ilgilidir.

Glutatyon Eksikliğinin Nedenleri

Vücuttaki glutatyon seviyeleri vücudun olağan işleyişinden kaynaklanan toksinleri elimine etmek için yeterlidir. Dışarıdan alınan toksinleri de bir seviyeye kadar uzaklaştırabilir.

Ancak her gün maruz kalınan zararlı maddeler harcanan glutatyon miktarını ciddi oranda arttırır. 

  • Parasetamol
  • Boya çözücüler (aseton, tiner gibi )
  • Petrol ve yan ürünleri
  • Ağır metaller 
  • Böcek öldürücüler (pestisitler), zirai mücadele ilaçları (herbisidler)
  • Nitratlar ve kimyasal gıda katkıları (salam, sosis, tütsülenmiş gıdalar vb)
  • Yapay tatlandırıcılar
  • Sentetik gıda boyaları;
  • Benzopirenler (sigara dumanı, mangal dumanı, egzos dumanı vb.)
  • Alkol
  • Ev temizlik ürünleri (deterjanlar, çamaşır yumuşatıcılar, oda kokuları, naftalin, temizlik malzemeleri, beyazlatıcılar vb.)
  • Mutfak malzemeleri (yapışmayan tava kaplamaları, plastik saklama kapları, konserve kutuları ve karton ambalajların iç kaplamaları vb.)
  • Klorlu su
  • Röntgen ışınları
  • UV radyasyon
  • Elektromanyetik alanlar (EMF)
  • Endüstriyel atıklar.

Yetersiz beslenme – Vitamin ve minerallerin eksikliği yeterince glutatyon sentezlenememesine, diğer antioksidanların yetersizliği ise daha fazla glutatyon harcanmasına neden  olur;

Aşırı egzersiz – Vücutta fazla miktarda serbest radikal oluşturarak  glutatyon harcanmasına neden olur;

  • Kronik stres
  • Kaygı, endişe

Depresyon;

Gece ışığa maruz kalmak melatonin salınımını baskılar ve glutatyonun azalmasına neden olur. (Başucu lambaları, cep telefonu, tablet gibi cihazların ekranından yayılan mavi ışık)

Yaş – Vücutta glutatyon üretimi 20 yaşından itibaren her on yılda ortalama %10 azalır.

Tüm bunlar size oldukça ürkütücü gelebilir. Bu etkenlerin bazılarını kontrol etmek mümkün iken bazılarından kaçmanın mümkün olmadığı bir çevrede yaşıyoruz. Vücudumuz da içinde yaşadığımız çevrenin sundukları ile bir bütündür. Beslenme ve günlük yaşam alışkanlarında yapılacak değişiklikler ve gerektiğinde alınabilecek takviyelerle vücudu güçlendirip toksik etkenlerin zararını en aza indirmek mümkündür.

Glutatyon Seviyesi Nasıl Arttırılır?

Beslenme alışkanlıkları ile

Glutatyon üretimin karaciğerde gerçekleştiğini belirtmiştik. Glutatyon seviyesinin korunması için öncelikle karaciğerin güçlü olması gerekiyor. Karaciğeri güçlendiren besinler glutatyon üretimini artırmaya da yardımcı olacaktır. Bu besinler arasında kükürt bakımından zengin olan sarımsak ve soğan, brokoli, lahanalar, su teresi, karnabahar gibi sebzeler ile radika şalgam yer alır. Enginar, deve dikeni gibi slymarin oranı yüksek sebzelerin karaciğeri koruyucu, temizleyici, yenileyici olduğu bilinmektedir.

Glutatyon sentezinde etkili olan folat, B6 ve B12 vitaminleri ve biotin gibi metilasyon maddeleri içeren besinler tüketilmelidir. Bu tür besinler arasında mercimek, börülce, ıspanak, kuşkonmaz, maydanoz, avokado, pancar, karaciğer  sayılabilir.   

Glutatyon sentezinde yer alan enzimlerin çalışmasını sağlamak da glutatyon seviyelerinin artırılmasına yardımcı olur. Bu anlamda Magnezyum çok önemli bir mineraldir. Ispanak, kabak, ayçiçek ve kabak çekirdeği,  Balık, ıspanak, kabak, balkabağı çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği, fasulyegiller, ceviz, badem, yer fıstığı ve balık zengin magnezyum kaynaklarıdır. 

Kanda aktif Glutatyon (GSH) düzeylerinin düşmesine neden olan çinko eksikliğinin de giderilmesi gerekir. Kırmızı ve beyaz et, kabuklu deniz ürünleri en zengin çinko kaynaklarıdır. ancak yüksek çinko düzeyinin  toksik etkili olduğu da bilinmelidir.

Selenyum glutatyon üretiminin yanı sıra glutatyon geri dönüşümünde etkilidir. Yumurta, ıspanak, karaciğer, hindi, otlayan hayvanların eti ve sardalya yüksek selenyum içeren besinlerdir. 

Bir antioksidan türü olan α-Lipoik Asit bileşiği seviyelerinin artırılması da aktif glutatyon (GSH) düzeylerinin artmasına yardımcı olur. 

C ve E Vitaminleri glutatyon seviyesinin arttırılmasında oldukça önemlidir. C vitamini kırmızı kan hücrelerinde glutatyon düzeyini artırırken E vitamini C vitamini ile birlikte çalışarak glutatyonun geri dönüşümüne destek olur. E vitamini için zeytinyağı, badem, tatlı patates, avokado, ıspanak, ayçiçeği, balkabağı, alabalık C vitamini için ise turunçgiller, kırmızı ve yeşil biber, çilek, kivi başta gelen besin kaynaklarıdır.

Zerdeçal, tarçın, kakule ve çörek otu glutatyon üretimini tetikleyen baharatlardır.

Yaşam tarzı değişiklikleri ile

Melatonin hormonu vücut fonksiyonları için önemli bir hormondur ve kana gece salınır. Üretimi büyük ölçüde ışığa bağlıdır. Gece özellikle uyku sırasında ışığa maruz kalmak melatonin üretimini azaltır hatta engeller. Melatonin başka antioksidanları uyarma özelliği de olan güçlü bir antioksidandır. Melatoninin vücutta GSH düzeylerinin korunmasında çok etkili olduğu bilinmektedir. Bu nedenle melatonin seviyesini korumak için gece uyku sırasında, başucu lambası, cep telefonu ışığı vb her türlü ışık kaynağı kapatılmalı ya da uzaklaştırılmalıdır. Bunun dışında beslenme ile melatonin alınabilecek tek kaynak vişnedir. 

Fiziksel aktivite glutatyon düzeylerinin artmasını sağlar. Haftada en az üç kez 30 dakikalık yoğun egzersiz vücudun antioksidan savunmasını güçlendirir.

Vücutta serbest radikal birikimine neden olan etkenlerin yaşamdan uzaklaştırılması ya da tamamen çıkarılması harcanan glutatyon miktarını azaltarak, glutatyon seviyelerinin normalleşmesini sağlar. Sigara, alkol, işlenmiş ve hazır gıdalar tüketmemek, gıdayla temas eden ya da solunan her tür toksin kaynağını kullanmaktan vazgeçmek toksin birikimini engeller.

Melatonin hormonun etkisi düşünüldüğünde ise düzenli, yeterli ve herhangi bir ışık kaynağına maruz kalmadan kaliteli uyumak önemlidir.

Glutatyon Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Aşağıdaki durumların sebebi düşük glutatyon seviyesi olabilir:

  • Kronik yorgunluk
  • Zayıflık
  • Baş ağrısı
  • Baş dönmesi
  • Uyku sorunları
  • Sık tekrar eden hastalıklar
  • Dermatit
  • Konsantrasyon zorluğu
  • Eklem ağrıları
  • Ruh hali dengesizliği veya depresyon

Düşük glutatyon seviyeleri ile ilişkili olabilecek kronik sağlık sorunları arasında bağışıklık sistemi bozuklukları, fibromiyalji, kalp hastalığı, cilt bozuklukları ve diğer birçok hastalık vardır. Bu hastalıkları tedavi etmek için reçete edilen birçok ilaç bu seviyeleri daha da düşürebilir..

Glutatyon Takviyeleri 

Glutatyon seviyelerinin beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile düzenlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda, kronik hastalıkların tedavisine destek olma ya da yaşlanma etkilerini gidermek amacıyla glutatyon takviyelerine başvurulabilir.

Glutatyon takviyeleri ağız yoluyla, solunum yoluyla ve damar yoluyla alınabilir. Ağız yoluyla alındığında emilimi düşüktür. Bu nedenle ağız yoluyla glutatyon takviyesi almaktansa glutatyon sentezini arttıran vitamin ve mineraller alınmalıdır.

Damar yoluyla alınan intravenöz (IV) yani serum glutatyon ise vücuttaki glutatyon miktarını artırmanın en iyi yoludur. Glutatyonu damardan verilmesi, neredeyse %100 emilimle doğrudan kan dolaşımına girmesini sağlar.

Glutatyon Serumu Nedir?

Glutatyon serumu, aktif glutatyon içeren sıvıdır. Aktif glutatyon almanın en etkili yolu serum enjeksiyonudur. Çünkü damardan alınan glutatyonun tamamı kana karışır.

Glutatyon serumu, toz haldeki glutatyonun su ya da ampuwa ile karıştırılmasıyla elde edilir. Ağrısız ve acısız bir uygulamadır ve  yaklaşık 15-20 dakika sürer.

Glutatyon Tedavisi

Glutatyon tedavisi, glutatyon serum, IV glutatyon, GSH tedavisi olarak da isimlendirilmektedir. Glutatyon tedavisi, tedavinin amacı, kişinin genel sağlık durumu, yaş ve cinsiyetine göre belirlenen dozun seanslar şeklinde uygulanmasıdır. Tedavinin kaç seansta tamamlanacağı toplam doz miktarına bağlıdır. Haftada bir uygulanabildiği gibi ayda bir uygulamanın da yeterli olduğu durumlar vardır. Tedavi programı 4-6 seansta tamamlanabileceği gibi 10 seans da sürebilir. 

Glutatyon tedavisi gerekli görülürse tekrarlanabilir.

Herhangi durum için glutatyon kullanmayı düşünüyorsanız, takviye almaya başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Özellikle kronik bir durumu kendi kendine tedavi etmek ve standart tıbbi prosedürden kaçınmak veya geciktirmek geri dönüşü olmayan ciddi sonuçlara yol açabilir.

Glutatyon Tedavisi Hangi Hastalıklarda Etkilidir?

Glutatyon, hücre hasarını engelleyen bir antioksidan olduğundan ve pek çok hastalık hücre hasarına bağlı olarak geliştiğinden hemen her hastalığın tedavisine destek verebilir. Ancak hücre hasarının baskın olduğu ve dünya nüfusunun büyük kısmını etkileyen hastalıkların tedavisinde daha çok öne çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar yaşlanmayı tersine çevirdiğini, kanseri önlediğini ve hafıza sorunlarını giderdiğini göstermektedir. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarının serbest radikaller ve toksinlerle dolayısıyla glutatyon eksikliği ile ilişkili olduğu bilinmektedir.

Glutatyon tedavisi, hücre hasarını engellediğinden bu hastalıklardan korunmada ve semptomlarını iyileştirmede etkili bir yöntemdir:

  • Fibromiyalji
  • Kronik yorgunluk sendromu
  • Yüksek kolesterol
  • Damar sertleşmesi
  • Kalp hastalığı
  • Lyme hastalığı
  • Alzheimer hastalığı
  • Kolit
  • Kireçlenme
  • Astım
  • Katarakt
  • Şeker hastalığı
  • Glokom
  • Karaciğer hastalıkları
  • Parkinson hastalığı
  • Alkol kullanım bozukluğu

Bunların dışında glutatyon takviyesi ile ilişkisi araştırılan ve olumlu sonuçlar alınan hastalıklar da var: 

Glutatyon tedavisi oksidatif stresi azaltır

Oksidatif stres, serbest radikallerin üretimi ile vücudun onlarla savaşma yeteneği arasında bir dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Çok yüksek seviyelerde oksidatif stres, birden fazla hastalığın habercisi olabilir. Bunlara diyabet, kanser ve romatoid artrit dahildir. Glutatyon, oksidatif stresin etkisini ortadan kaldırmaya yardımcı olarak zamanla hastalığın şiddetini azaltabilir.

Glutatyon tedavisi sedef hastalığını iyileştirebilir

Peyniraltı suyu proteininin ağızdan verildiğinde, ek tedavi ile veya ek tedavi olmaksızın sedef hastalığını iyileştirdiğini gösteren çalışmalar var. Peynir altı suyu proteininin glutatyon seviyelerini arttırdığı daha önce biliniyordu. Bir çalışmada katılımcılara, üç ay boyunca günlük oral ek olarak 20 gram peyniraltı suyu verildi ve başarılı olduğu görüldü. Araştırmacılar daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtmiş olsa da glutatyon tedavisi cilt hücrelerini de güçlendirdiğinden sedef hastalığı etkilerinin azaltılmasında olumlu sonuçlar vermektedir.

Glutatyon tedavisi karaciğer yağlanmasında hücre hasarını azaltabilir

Karaciğerde hücre ölümü, glutatyon da dahil olmak üzere antioksidan eksikliği nedeniyle şiddetlenebilir. Bu, hem alkol bağımlılarında hem de alkol kullanmayanlarda karaciğer yağlanmasına yol açabilir. Glutatyonun, kronik karaciğer yağlanması olan olan hastaların kanındaki protein, enzim ve bilirubin düzeylerini iyileştirdiği gösterilmiştir.

Bir çalışmada yüksek dozlarda verilen glutatyon serumunun karaciğer yağlanması olan kişilerde etkili olduğu bildirilmiştir. Çalışmanın sonuçları, karaciğerdeki hücre hasarının bir belirteci olan malondialdehitte azalma olduğunu da göstermiştir.

Glutatyon tedavisi yaşlılarda insülin direncini iyileştirebilir

Glutatyonun kilo yönetimi ve yaşlılarda insülin direncindeki etkisini araştırmak için yapılan başka bir çalışmada glutatyon seviyesi düştükçe vücutta daha az yağ yakıldığı dolayısıyla daha çok yağ depolandığı görüldü.

Glutatyon tedavisi periferik arter hastalığı olan kişilerde hareketliliği arttırılabilir

Periferik arter hastalığı, periferik arterlerin tıkanmasıyla ortaya çıkar. Bu etkiyi araştırmak için yapılan bir çalışmada, katılımcılara beş gün boyunca günde iki kez glutatyon serumu verildi ve hareketlilikleri izlendi. Plasebo tuzlu su yerine glutatyon verilen katılımcılarda dolaşımın iyileştiği ve daha uzun mesafeler boyunca ağrısız yürüme yeteneğini arttığı görüldü.

Glutatyon tedavisi parkinson hastalığı semptomlarını azaltabilir

Parkinson hastalığı merkezi sinir sistemini etkiler ve titreme gibi semptomlarla tanımlanır. Şu anda tedavisi yoktur. Glutatyon tedavisi ise titreme gibi semptomları azaltarak parkinson hastalarında yaşam kalitesini iyileştirir.

Glutatyon tedavisi otoimmün hastalıklarla savaşmada yardımcı olabilir

Otoimmün hastalıkların neden olduğu kronik inflamasyon oksidatif stresi artırır. Bu hastalıklar arasında romatoid artrit, çölyak hastalığı ve lupus bulunur. Glutatyon, vücudun bağışıklık tepkisini uyararak veya azaltarak oksidatif stresin azaltılmasına yardımcı olur. Otoimmün hastalıklar, belirli hücrelerde mitokondriye saldırır. Glutatyon, serbest radikalleri ortadan kaldırarak hücre mitokondrilerini korumaya çalışır.

Glutatyon tedavisi kontrolsüz diyabetin etkisini azaltabilir

Uzun süre düşmeyen yüksek kan şekeri, oksidatif strese ve doku hasarına yol açabilir. Glutatyon seviyesinin artırılması yüksek şeker seviyelerine rağmen kontrolsüz diyabetli kişilerde oksidatif stresi ve hasarı azaltır. 

Glutatyon tedavisi solunum yolu hastalıklarının semptomlarını azaltır

N-asetilsistein, astım ve kistik fibroz gibi durumları tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Solunum yolunda oluşan balgamın incelmesi ve yumuşamasına yardımcı olur. Ayrıca iltihabı azaltır. N-asetilsistein glutatyonun yan ürünüdür. Glutatyon tedavisi de solunum yolu hastalıkları semptomlarının azaltılmasında etkili bir yoldur.

Glutatyon Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?

Bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen tüm erişkinlere glutatyon tedavisi uygulanabilir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek ile birlikte, aşağıdaki durumlarda da glutatyon tedavisi planlayabilirsiniz.

  • Bağışıklığınızı güçlendirerek salgın hastalıklardan korunmak istiyorsanız,
  • COVID-19 geçirmişseniz ve etkilerini en aza indirerek hızla toparlanmak istiyorsanız,
  • Kemoterapi ve radyoterapi almış ve tedavi süresini tamamlamışsanız
  • Karaciğer yağlanması hastalığınız varsa,
  • İnsülin direnciniz varsa,
  • Sigara kullanıyorsanız,
  • Parkinson veya Alzheimer hastası iseniz,
  • Yaşlanma etkilerini geciktirmek ve cilt lekelerini azaltmak istiyorsanız,
  • Cilt hastalıkları, psoriasis, cilt leke ve kırışıklıkları, akne gibi sorunlarınız varsa
  • Kas performansınızı artırmak istiyorsanız,
  • Böbreklerinizi, kullandığınız ilaçların neden olduğu zarardan korumak istiyorsanız,
  • Vücudunuzdaki iltihap (enfeksiyon) oluşumunu azaltma ihtiyacı duyuyorsanız,
  • Otizmli iseniz ya da otizmli yakınınız varsa
  • Periferik arter hastalığınız varsa
  • Sık sık solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsanız
  • Profesyonel sporcu iseniz

Glutatyon tedavisi kimlere uygulanamaz?

Glutatyon tedavisi, bu konuda bir çalışma yapılmadığından ve etkileri bilinmediğinden hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlarda uygulanamaz.

Kemoterapi ve radyoterapi tedavisi devam eden hastalara uygulanamaz.

Çocuklarda kullanımına dair yeterli çalışma olmadığı için uygulanmamaktadır. Bazı ciddi hastalıklarda sadece doktor kontrolünde kullanılabilir.

Glutatyon Tedavisinin Yan Etkisi

Glutatyon tedavisi ile glutatyon seviyelerini arttırmak herhangi bir risk oluşturmaz. Ancak yine de takviye almak herkese tavsiye edilmeyebilir. Sizin için uygun olup olmadığını belirlemek için doktorunuzla görüşmelisiniz.

Nadiren de olsa şu yan etkiler görülebilmektedir:

  • Karın krampları
  • Şişkinlik
  • Bronşlarda daralma nedeniyle nefes almada zorluk
  • Döküntü gibi alerjik reaksiyonlar

Glutatyon Tedavisi Fiyatları

Glutatyon tedavisi fiyatları, tedavide uygulanacak doz ve tedavinin kaç seansta tamamlandığına göre değişir.

Oldukça popüler olan bu tedavi yöntemine karar vermeden önce, mutlaka uzman doktor tavsiyesi alın ve uygulamanın uzman doktor denetiminde hastane ortamında yapıldığı zaman güvenilir ve etkili sonuçlar vereceğini aklınızda bulundurun.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Related Posts