Gebelik zehirlenmesi veya diğer adı ile preeklampsi fark edilmemesi durumunda hem annenin hem de bebeğin sağlığını büyük bir oranda etkileyen bir problem olmaktadır.
İçindekiler
Hastalık genellikle rahim yatağında gelişimini gösteren bebeğin beslenememesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Bu durumun ortaya çıkması için ise birçok neden ve etken bulunmaktadır.
Gebelik Zehirlenmesi Genel Tanıtım
Gebelerde %2 ila %5 kişide preeklampsi yani gebelik zehirlenmesi ile karşılaşmak mümkün olmaktadır. Bu durum hem annenin sağlığı hem de bebeğin gelişimini önemli bir etkide etkileyen bir durum olmaktadır. Gebelik zehirlenmesinin doğru zamanda tespit edilmemesi durumunda ise bebek anne karnındaki gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlayamamakta veya gelişim geriliği olasılığının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Gebelik zehirlenmesi ne zaman gerçekleşmiş olduğuna göre farklı isimler almaktadır. Gebeliğin 32. haftasından önce yaşanması durumunda erken gebelik zehirlenmesi denmektedir. 32. hafta sonrasında olmasına ise geç gebelik zehirlenmesi olarak tanımlanmaktadır. İkisinin arasında en riskli olanı erken gebelik zehirlenmesidir. Bu yüzden de ciddi gebelik zehirlenmesi olarak da isimlendirilmektedir.
Özellikle gebeliğin erken dönemlerinde bu durumun ortaya çıkması hem anne hem de bebek için oldukça riskli bir durum olmasından belirlenmesi ve tedavinin erken başlaması büyün önem taşımaktadır. Bu yüzden de tüm dünya genelinde bulunan kadın hastalıkları ve doğum uzmanları bu alanda kontrolleri çok sıkı bir şekilde gerçekleştirmektedir.
Gebelik zehirlenmesi ortaya çıkmasına neden olan ve bu durumun yaşanması en riskli gruplar şunlardan oluşmaktadır;
- Ailesinde bulunan kişilerde zehirlenme öyküsü bulunan kişiler
- Kronik hipertansiyon hastalığı bulunanlar
- Obez olması
- Dört veya üzerinde doğum gerçekleştirilmesi
- 18 yaşının altında veya 35 yaş üstünde ilk hamileliğin yaşanması
- Kronik böbrek rahatsızlığının bulunması
- İkiz veya üçüz bebeğe hamile olmak
- Gebelik şekeri veya gizli şekerin olması
- Bebekte su toplamasının oluşması
- İlk gebelik olması
- Önceki gebeliğinde hipertansiyon sorunun bulunması
Gebeliklerde zehirlenme vakalarının ortaya çıkması annelerde olumsuz bir hava yaratsa da günümüzdeki teknoloji ile birlikte olumlu şekilde gelişim gösterilmesine neden olmaktadır. Hatta çoğu zehirlenme durumu bebeği etkilememekte ve zarar görmemesine neden olabilmektedir. Erken doğum olma riski ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda doktor kontrolünde hastanelerde tutularak gerekli olan gelişimlerinin tamamlanmasına yardımcı olunmaktadır.
Gebelik Zehirlenmesi Belirtiler
Gebelik zehirlenmesi anne tarafından belirlenebildiği gibi bazı durumlarda fark edilememe ihtimali de bulunabilmektedir. Zehirlenmenin olması ile ortaya çıkan belirtiler ise şunlardan oluşmaktadır:
- Şiddetli baş ağrıları
- Bilinç değişikliğinin ortaya çıkması
- Bulanık görme veya körlük durumlarının ortaya çıkması
- Nefes almada zorluk çekme
- Ödem artışı yaşama
- Mide üzerinde veya karnın sağ üst bölgesinde şiddetli ağrılar hissetme
- İstemsiz bir şekilde kasılmaların ortaya çıkması
- İdrarda proteinin ortaya çıkması
- Hipertansiyonun ortaya çıkması
- Oksijen azlığı çekmek
- Hipertansiyon sonucunda böbrek yetmezliğinin oluşması
- Aşırı yorgun hissetme
- Vücudun genel anlamda her yerinde güçsüzlük yaşama
- Beynin etkilemesinden dolayı sara krizi geçirme
- Yüksek seyreden tansiyonlar
- Karaciğer fonksiyonlarında bozulmaların ortaya çıkması
Preeklampsi öncelik olarak beyini etkilemektedir. Bundan dolayı da kişilerde sara krizleri veya şiddetli baş ağrıları ortaya çıkmaktadır. Bu durumlar ise beyin kanamasına neden olabilmektedir. Zehirlenmenin ortaya çıkmasından sonra ise anne de karaciğer yırtılması, vücutta yaygın olan kanamalar, böbrek yetmezliği ve beyin kanaması gibi sorunlar yaşanması ise hem annenin hem de bebeğin ölümüne yol açabilecek sorunlar olmaktadır.
Gebelik zehirlenmesi bir önceki gebeliğin de yaşayan kadınlar genellikle diğer gebeliklerin de %10’a yakın bir risk taşımaktadır. Şiddetli yani ağır zehirlenme yaşayan gebelerde ise bu risk yüzdesi %20’ye kadar çıkabilmektedir. Bununla birlikte de ikinci hamileliğin aynı babadan olması de preeklampsi riskinin azalmasına, farklı babadan olması preeklampsi riskinin artmasına yeniden artmasına neden olabilmektedir.
Dengeli ve düzenli beslenen bir anne preeklampsi riskini büyük bir oranda azaltmaktadır. Ancak ikinci gebelikten önce kilonun fazla olması durumunda mutlaka kilo verilmeli ve tansiyon, kan ve diğer tetkiklerin düzenli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Böylelikle de ikinci veya üçüncü gebeliklerde oluşabilecek preeklampsi riskinin büyük bir oranda önüne geçilmektedir.
Gebelik Zehirlenmesi Tanı Yöntemleri
Gebelik zehirlenmesi tanısının koyulması için kadın hastalıkları ve doğum uzmanları annenin başvurması ile birlikte çok detaylı bir şekilde tıbbi öykü alması gerekmektedir. Genellikle zehirlenme 35 yaş üstünden sonra hamile kalan ilk gebeliği olan annelerde ortaya çıkmaktadır. Buna bağlı olarak da vücut kitle indeksinin 30’un üzerinde olması ve önceki gebeliğin de bu sorunu geçirmesi gibi durumların gebede olup olmadığı gibi araştırmalar yapılmaktadır.
Kalıtım genleri bu gibi durumlarda büyük etkisi olmasından dolayı aile içerisinde gebelik zehirlenmesinin olup olmadığı, bulunan kişilerde ise böbrek yetmezliği, diyabet ve hipertansiyon gibi sorunların olup olmadığı konusunda annenin ne kadar risk altında olup olmadığı tanı esnasında araştırılmaktadır.
Gebeliğin 11 ve 13. haftaları arasında bu riskin olup olmadığını teşhis etmek için genellikle kan basıncı ölçümü yapılmaktadır. Bu ölçümler sonucunda ise teşhis rahatlıkla koyulmakta ve buna uygun tedavi planı gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır.
Hekimin veya gebenin bu durumdan şüphelenmesi durumunda şu gibi testler yaparak tanının daha doğru bir şekilde konulmasını sağlamaktadır;
- Tam kan sayımı
- Kan tetkikleri
- Karaciğer enzim testi
- Serum kreatinin
- Ürik asit
- İdrar yetkileri
Gebelik Zehirlenmesi Tedavi Yöntemleri
Gebelik zehirlenmesi tanısının koyulmasından hemen sonra tedavi planı geliştirilerek zaman kaybetmeden uygulanmaktadır. Genellikle bunun için hem annenin hem de bebeğin en uygun olduğu zaman takip edilmektedir. Bazı durumlarda ise doğum gerçekleştirilmesi mümkün de olmaktadır.
Ağır olmayan gebelik zehirlenmesi hem anne hem de bebeğin sağlığını ciddi anlamda etkilememesi durumunda gece ilaçlar ve tıbbi bakımlar ile birlikte 37. Hafta tamamlanıncaya kadar takip edilmektedir. İstenilen süre tamamlanmasından sonra ise doğum gerçekleştirilmektedir. Ağır olarak gerçekleşmesi durumunda ise çok büyük bir risk bulunmaması durumunda 34. Haftadan sonra doğum gerçekleştirilmesi mümkün olabilmektedir.
Gebeliğin 12 haftası ve 16 haftası arasında zehirlenme belirtisi gösteren veya ailesinde bu gibi öyküsü bulunan hastalar genellikle doktor kontrolünde ilaç tedavisi yapılmaktadır. İlaçlar ile birlikte de zehirlenmenin erken gelişmesi engellenmekte ve ortaya çıkabilecek olan belirti ve bulgular hafifletilmeye sağlanmaktadır. Bebek için ise bu gibi durumların en aza indirilmesi gelişim geriliğinin en düşük seviyelere inmesine yardımcı olmaktadır.
Yüksek risk grubunda bulunan hastalarda genellikle kalsiyum eksikliği ortaya çıkabilmektedir. Bu gibi durumlarda ise ilave takviyeler ile risk en düşüğe indirilmeye çalışılmaktadır. Kalsiyum takviyesinin yanı sıra magnezyum takviyeleri de tedavi olarak verilebilmektedir.
Hipertansiyon ve ödemin fazla gelişmesinden dolayı az tuzlu yiyeceklerin tüketilmesi önerilmektedir. Buna oranla da proteinli diyetlerin kontrollü bir şekilde uygulanmasına ilişkin kontroller sağlanmaktadır. Ancak yapılacak olan ilaç tedavilerinin de, takviyelerinde, diyetlerin de tamamının hekim tavsiyesi ve kontrolü altında yapılması anne ve bebek sağlığı için önemli olmaktadır.
Gebelik zehirlenmenin ortaya çıkmasındaki diğer neden genellikle yüksek tansiyon olmaktadır. Bu durumda kadın hastalıkları ve doğum uzmanının diğer hekimler ile birlikte almış olduğu kararlar sonucunda kullanılacak ilaçlar ve dozları belirlenerek mutlaka zamanında tüketilmesi gerekmektedir. Böylelikle de istenmeyen sonuçların ortaya çıkması engellenmektedir.